21 Mart 2010 Pazar

Rüzgâr santralleri acilen bitirilmeli

Enerji sektörü yenilenebilir Enerji Piyasası Kanunundaki Değişikliği bekliyor. İTO 55 Nolu Enerji Meslek Komitesi Başkanı Ata Ceylan, sektörün büyük ölçüde "Yenilenebilir Enerji Piyasası Kanunundaki Değişikliği" beklediğini dile getirdi. Ceylan, TBMM- Sanayi, Ticaret, Enerji Komisyonunda önemli bir taslak oluşturulduğuna dikkat çekerek üretilecek enerji kaynak türüne (Rüzgâr, güneş, biyogaz, hidroelektrik, çöp gazı vb.) farklı alım fiyatları tespit edildiğini bunun da sektörün lehine olduğunu belirtti.

Ceylan, sektör oyuncuları, sektöre büyük ölçüde hareket kazandıracak bu kanun değişikliğini dört gözle beklediğini sözlerine ekleyerek kanunun biran önce çıkmasını beklediklerini ifade etti. Ceylan sözlerinin devamında şunları söyledi: " Şu anda Enerji üretim firmalarımızın PMUM'a sattıkları enerji bedellerini kamudan 2-3 aydır tahsil edemediklerini belirtmektedirler. Finans darlığına giren birçok üreticinin sıkıntıya girdiğini öğrenmekteyiz."

ENERJİ YATIRIMINDA BÜROKRATİK ZORLUK VAR

Enerji yatırımlarında halen bürokratik zorluklarla ciddi anlamda karşılaşıldığına da değinen Ceylan, "Hâlbuki yıllık yaklaşık 7,5 milyar USD enerji ekonomik eşdeğerde suyumuz boşuna akmakta ve yaklaşık 2,5 milyar USD enerji ekonomik değerde rüzgârımız boşuna esmektedir. Bunların biran önce ekonomiye kazandırılması gerekmektedir," açıklamasını yaptı. Üzerinde ciddi iş yükü olan EPDK kurumunun personel yetersizliği yaşadığını da vurgulayan Ceylan, Kuruma ciddi anlamda personel takviye edilmesi gerektiğine inandığını kaydetti.

Ceylan sözlerini şöyle tamamladı: "Bazı Enerji yatırım firmaları tüm lisansları ve ilgili yasal prosedürleri tamamlamış olmalarına rağmen yatırım yapacakları bölgede ciddi anlamda halkın tepkisiyle karşılaşmakta hatta bazı yerlerde Bölge İdare mahkemeleri veya Danıştay kararıyla yürütmeyi durdurma kararı alınmış projeler bulunmaktadır. Ciddi anlamda ekonomiye hareket kazandıracak, istihdam oluşturacak ve tüm yasal prosedürlerini tamamlamış bu projelerin engellenmemesi gerekir."

KAYNAK ÇEŞİTLİLİĞİ ARTIRILMALI

55 Nolu Eneji Meslek Komitesi Meclis Üyesi, Mehmet Bakır Melik, yıllık elektrik ihtiyacındaki büyümeye paralel yatırım ihtiyacının karşılanabilmesi ve bunun da mümkün olduğunca yerli kaynaklardan yapılabilmesi gerektiğine işaret etti. Enerji kaynak çeşitliliğini arttırılması ihtiyacı doğduğunu söyleyen Melik, bunun için de Avrupa'da da örneklerini gördüğümüz enerji kaynağına göre fiyat belirlenmesi, yatırımcı ve finansör için bir ihtiyaç olarak ön plana çıkmaktadır, açıklamasını yaptı.

İletim hatlarının iyileştirilmesi planlarının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini de vurgulayan Melik, "Hem dışa bağımlılığı azaltacak olan yenilenebilir enerji kaynaklarının sistemde yaratacağı sıkıntı azaltılacak olup hem de Türkiye'de yüzde 15 civarında ortalamada olan sistem kayıp oranının, AB ortalaması olan yüzde 7 civarlarına inmesi sağlanabilecektir", dedi.

Melik, sözlerini şöyle tamamladı: "Enerji üretiminde yerli üretimi desteklemek amacıyla da kullanılan elektro-mekanik ekipman sanayinin geliştirilmesi bir ihtiyaç haline gelmiştir. Hem ulusal ekonomiye katkı sağlayacak hem de enerji üretiminde yerli malı oranın artmasını sağlayacaktır."

SANTRALLERİN BAKIMI ZAMANINDA YAPILMIYOR

Bugün Türkiye'de Türkiye elektrik iletim A.Ş den alınan 2007 yılı son verilere göre 41 bin megavat kurulu güç olduğunu söyleyen Meclis Üyesi Kenan Serhat Kalsın, bu mevcut kurulu gücün, verimli çalışmadığına dikkat çekti.

Kalsın, santrallerin, bakım ve onarım ihtiyaçlarının, zamanında ve yeterli olarak, yerine getirilmediğine de işaret ederek "Elektrik enerjisi talebi yılda ortalama yüzde 8 oranında artış göstermeye devam ederse, 2010 yılında 242 milyar kilovat saat, 2015 yılında 356 milyar kilovat saat, 2020 yılında ise 500 milyar kilovat saat gibi rakamlardan söz edilmektedir. Bu düzeylerdeki talebin karşılanabilmesi için, büyük ölçekli; 500 megavat veya 1000 megavatlık santrallerin birkaç tanesinin şu dönemlerde inşa edilir olması gerekir, "dedi. Böyle bir yatırım Hali hazırda görünmüyor, diyen Kalsın sözlerini şöyle sürdürdü: " Bu konuda 4628 sayılı yasaya göre, kamu kesiminin yatırım yapmaması, yatırımları özel sektörün yapması öngörülmüştür. Ancak, şu anda bazı hidroelektrik ve rüzgâr santralleri projelerinin ötesinde özel sektör yatırımı yoktur. Büyük ölçekli yatırımları kim, ne zaman yapacak? Bu sorular yanıtlanmalıdır. Özetle, elektrik sektöründe yatırım eksikliği vardır."

İLETİŞİM HATLARININ KAPASİTESİ ARTIRILMALI

İletim hatlarının kapasitesinin artırılması gerektiğini de belirten Kalsın, elektrik üretimi yapılsa bile bu defa da, 'iletim darboğazı' karşımıza çıkacağını ifade etti. Kalsın, Elektrik üretimi için gerekli olan kaynaklarda sorunlar bulunduğunu da hatırlatarak şunları söyledi: "Su kaynaklarımız kuraklık tehlikesi ile karşı karşıyadır. Kömür kaynaklarımız da nitelik ve yatırım eksikliği sorunu vardır. Rüzgâr ümit veriyor, ancak, büyük kapasite elde etmek zor. Jeotermalde de büyük kapasite imkanı sınırlı, yani, yerli ve yenilenebilir kaynaklarımızda sorunlar vardır. Dış kaynaklara gelince, doğalgazda pahalılık ve güvenilirlik sorunu vardır. Petrol ise, o da benzer durumdadır. Özetle söylemek gerekirse, elektrik üretimi için kaynak konusu ciddiyetle ele alınmalıdır."

RÜZGÂR ELEKTRİK SANTRALLERİ ACİLEN BİTİRİLMELİ

Rüzgar elektrik santrallerinin süresinde bitiremememsinin asıl sebebi kamulaştırma sürecinin güçlükleri ve dış finansman kaynaklarının bulunabilme zorlukları olduğunu ifade eden Kalsın,

Türkiye`nin yatırıma, kalkınmaya, ihracata ihtiyacı olduğunu belirterek, `Türkiye`de taş üstüne taş koyanı, destekleyen bir hükümet mevcut. Yatırımcıların sıkıntısı, tıkandığı nokta neredeyse, onun bir an evvel çözülmesi gerektiğini söyledi. Sektörle ilgili sıkıntılarını da dile getiren Kalsın, bunların başında ÇED ile ilgili de birçok sıkıntıları olduğunun altını çizdi. ÇED sürecinin daha makul sürelere indirilmesiyle sanayici ve yatırımcının önündeki aksaklıklar giderilerek zaman kaybı önlenmiş olacağını da belirten Kalsın, sözlerini şöyle bitirdi: " 2004 Yılında çıkartılan 5213 sayılı yeni Maden Kanunu ile birlikte ruhsat alımlarında yüzde 30 oranında bir artış kaydedilmiş ve bu gelişmeye bağlı olarak, sektörde bir hareketlenme görülmüştür. Ancak özellikle izin konusunda yaşanan diğer bürokratik sıkıntılar bu açılımı oldukça yavaşlatmıştır.Yatırımcılar bir maden işletmesi açmak için yaklaşık 20 farklı kurumdan izin almak zorunda kalmaktadırlar. Bu da yatırımcıların şevkini kırmakta ve ülke ekonomisine katkı sağlayacak yatırımları azaltmaktadır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder