7 Nisan 2010 Çarşamba

Yabancı sermaye 65 milyar doları Fransa'ya yatırdı

 Fransa 2009 yılında 65 milyar dolarlık yabancı sermaye yatırımı çekerek dünya üçüncüsü oldu.

Fransa Yatırım Ajansı (IFA) değerlendirmelerine göre, Fransa’nın yabancı sermaye için cazip olmasının 5 temel nedeni var.

Büyük ve esnek bir pazar olması, mükemmel altyapısı, çok eğitimli işgücü, inovasyona dayalı büyüme ve yüksek yaşam kalitesi.

Dünyanın beşinci büyük ekonomisi olan Fransa, UNCTAD verilerine göre 2009 yılında 65 milyon dolar ile dünyada en fazla yabancı sermaye çeken ülkeler sıralamasında üçüncü oldu. Fransa Yatırım Ajansı (IFA) verilerine göre ise 2009 yılında yeni istihdam yaratan 639 yeni yatırım gerçekleşti ve bu yatırımlar toplamda 29.889 kişiye ya yeni iş olanakları yarattı ya da var olan işlerini korumalarını sağladı. 2009 yılında Fransa’daki yabancı yatırımların % 68’I Avrupa kökenli şirketler tarafından gerçekleştirildi, bu rakam 2008 yılında % 65 olmuştu. Fransa’da 2009’un yabancı yatırımlarının % 19’u Amerikan şirketleri (2008’de % 22) ve % 10’u (2008’de % 11) Asya kökenli şirketlerce yapıldı.

Fransa’nın yabancı yatırım çekmedeki bu başarısını değerlendiren Fransa Yatırım Ajansı’nın (IFA) tespitlerine göre, yabancı sermayenin ve çok sayıdaki  başarılı yabancı yöneticinin Fransa’ya gösterdikleri bu ilginin altında, Fransa’nın güçlü olduğu 5 temel neden yatıyor.
Bunlar, Fransa’nın büyük ve esnek pazar yapısı, çok gelişmiş altyapısı, iyi yetişmiş insan gücü, inovasyona dayalı büyüme ve sunduğu yüksek yaşam kalitesi.

ABD, Japonya, Çin ve Almanya’nın ardından dünyanın 5. büyük ekonomisi olan Fransa’nın GSYİH’ SI 2009 yılında 2,634 milyar olarak gerçekleşti. 2008 yılında yaşanan global ekonomik krize rağmen 2009’da Fransa’da GSYİH sadece % 2.3 oranında düştü. Oysa bu düşüş İngiltere ve Almanya’da % 4.8 oranında oldu. Fransa ekonomisi 2009 yılının üçüncü ve dördüncü çeyreğinde yüzde 0.2 ve 0.6’lık büyüme oranlarıyla toparlanma göstermeye başladı.  Fransa’yı önemli bir pazar yapan bir başka nokta ise 2008 yılı verilerine göre dünya ihracatının yüzde 3.8’ini gerçekleştirerek, DTÖ ülkeleri arasında en fazla ihracat yapan dördüncü ülke sırasına yerleşen, en büyük ihracat merkezlerinden biri olması.  Avrupa’nın en zengin ülkelerinin tam ortasında yer alan stratejik konumunun yanı sıra, 2009 verilerine göre 16.19 trilyon dolarlık 497 milyon tüketicinin bulunduğu AB pazarına da doğrudan giriş noktası olma niteliği taşıyor.

Kaliteli ulaşım ve telekomünikasyon hizmetleriyle bilinen Fransa, 11 bin kilometrelik otoyollarıyla aynı zamanda dünyanın en kaliteli yol ağlarından birinin de sahibi. Ayrıca, Fransa’yı bir baştan diğerine saran ve yolcularını hızla Avrupa’nın diğer kentlerine de ulaştıran hızlı tren sistemi de bulunuyor. Bütün ülkeye yayılan 65 havaalanı olan Fransa, Atlantik ve Akdeniz’e açılan 6 uluslararası limanı ile de Hollanda’dan sonar gemicilik sektöründe Avrupa’da ikinci en geniş altyapıya sahip ülke konumunda.  Fransızların en büyük gurur kaynaklarından birisi de telekomünikasyon sistemlerinin gücü. Sabit ve mobil hatlarla neredeyse tüm nüfusu kapsamında alanı içinde olan Fransa’da, bu üstünlük iş yaşamını da çok kolaylaştırıyor.

Her yıl eğitime yaklaşık GSMH’nın yüzde 6’sını ayıran Fransa, gelişmiş ülkeler de dahil dünyanın en iyi eğitimli işgücüne sahip ülkelerin başında geliyor.25-34 yaş arasındaki nüfusun % 41’I üniversite mezunu, bu oran aynı yaş aralığında Almanya için % 23, İtalya için ise % 19. Fransa’daki işgücünün yüzde 31’i bilim ve teknoloji alanında faaliyet gösteriyor. Her 1000 işin 7.7’sinin araştırmacı olduğu Fransa, bu AR-GE yoğunluğu rakamıyla, en fazla AR-GE yapılan ülkeler sıralamasında Almanya ve İngiltere’nin önünde ve dördüncü sırada yer alıyor. Teknoloji alanında çalışanların yüzde 2.4’ü ise Fransa dışından gelerek ülkede çalışan yabancılar. Tüm işgücünün ise yüzde 12’si yabancılardan oluşuyor.

Fransa’nın başarısının altındaki temel faktörlerden biri de inovasyona dayalı büyüme gerçekleştirmesi. 2007 yılında Fransa’da AR-GE harcamaları 43.2 milyar dolara ulaştı ve bu rakamla Fransa, AR-GE harcamaları sıralamasında beşinci sıraya yerleşti. Otomotiv, havacılık, ilaç ve Telekom sanayileri patent alanında en öne çıkan sektörler oldu. Fransa pazarlama alanında da yenilikçiliğin merkezi, yeni marka oluşturma açısından Almanya ve ABD’nin önünde yer alıyor.

Fransa’da ARGE’ YE önem veren şirketler vergi teşviklerinden ve vergi indiriminden yararlanıyorlar. Bu alanda gerçekleştirilen ilk 100 milyon Avroluk harcama’nın yüzde 30’u vergiden muaf. İlk kez başvuranlar ilk yıl için yüzde 50 ve ikinci yıl için yüzde 40 oranında vergi iadesi alıyorlar.  Araştırma vergi indirimi Fransa’da kurumlar vergisini yüzde 25.7 oranında düşürüyor. Bu oran karşılaştırmalı olarak İngiltere’de  yüzde -13.8 ve Almanya’da ise yüzde +33.5.

Ve son olarak, Fransa’nın yüksek yaşam kalitesi, yabancı yatırım kararlarının bu ülke lehine olmasının en önemli nedenleri arasında. Fransa’da yaşayan CEO’ların % 85’i yaşam kalitesinin öneminin altını çiziyorlar. Uluslararası Yaşam endeksine göre, Fransa bu alanda en üst düzeyde ve kendisini izleyen ülkeler için standart oluşturuyor. Japonya ve Hollanda da olduğu gibi Fransa’da da sağlıkta %80  eğitimde ise  % 90 oranında harcamalar devlet tarafından  karşılanıyor. Sağlık ve sosyal güvenlik ağları çalışanların mutluluğunu artırırken Fransa’da çalışanların verimliliğinin ve memnuniyetinin neden dünya ortalamasının en üst sırasında olduğunu da açıklıyor.

http://www.gazeteport.com.tr/EKONOMI/NEWS/GP_664492

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder