3 Şubat 2010 Çarşamba

Envo Enerji'den Manisa Osb'de Enerji Verimliliği Semineri

Enerji verimliliğine yönelik tedbirlerin belirlenmesi ve uygulanması yönünde projeler geliştirerek farklı sektörlere hizmet veren ENVO Enerji, Manisa Organize Sanayi Bölge (OSB) iş birliği ile enerji verimliliği konusunda seminer verdi.

Enerji verimliliğine yönelik tedbirlerin belirlenmesi ve uygulanması yönünde projeler geliştirerek farklı sektörlere hizmet veren ENVO Enerji, Manisa Organize Sanayi Bölge (OSB) iş birliği ile enerji verimliliği konusunda seminer verdi.

OSB Müdürlüğü Konferans Salonu'ndaki seminere ENVO Enerji Genel Müdürü Ata Osman Memik, DEU İklimlendirme ve Soğutma Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alp Özkul ve ÇEDBİK Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Dr. Duygu Erten konuşmacı olarak katıldı.

ENVO Enerji Genel Müdürü Ata Osman Memik, ENVO Enerji'nin sosyal sorumluluk projesi çerçevesinde, sanayi bölgesinde faaliyet gösteren şirketlere verdiği 'Enerji Verimliliği' semineri aracılığıyla şirketleri enerji tasarrufu ve verimliliği konusunda bilgilendirerek, hem şirketin enerji maliyetlerini düşürmeyi hem de çevre farkındalığına katkıda bulmayı hedeflediğini belirtti. Türkiye'nin enerji bakımından fakir bir ülke olmadığını ifade eden Memik, "Türkiye enerji bakımından dışa çok bağımlı bir ülke. Şuanda enerji üretimimizin yaklaşık yüzde 60'ı yabancı kaynaklar ile sağlanmakta. Ancak jeotermalimiz, rüzgarımız, barajlarımız var. Yenilenebilir enerji potansiyelimiz çok yüksek. Ancak doğru kullanılmadığını düşünüyoruz. Fakat gerek enerji verimliliği kanunu gerekse yeni çıkan yenilenebilir enerji kanunu ve bunun yönetmeliğini bekliyoruz. Sanıyoruz Türkiye'de güzel işler olacak. " dedi. Türkiye'de enerji verimliliği potansiyelini yüzde 15 olarak kabul ettiğimizde yılda yaklaşık 4,5 milyar dolarlık bir ithalatı engelleyecek ve milyarlarca dolarlık yatırımı engelleyecek bir potansiyel olduğunu belirten Memik, " Dolayısıyla en doğru enerji, en verimli kullanılan enerjidir. Kaynağının çokta önemli olduğu önemli değil. Şuanda 2020 yılını öngörürsek, bu yıla kadar yapılacak olan enerji yatırımlarını bir kenara bırakın, sadece mevcut enerji yatırımlarının beslenmesi için yılda sadece 4,5 milyar dolarlık bir enerji ithalatına bağımlı durumdayız. Yani Türkiye 2020 yılına kadar, yılda 4.5 milyar dolar enerjiyi dışarıdan ithal edecek. Eğer biz enerji verimliliğini artırabilirsek, bu rakamı düşürebiliriz. Eğer yatırımlar yapılmaz ve tasarruf sağlanırsa Türkiye'nin cebinde bu para kalacak." diye konuştu.

TÜRKİYE ENERJİ VERİMLİLİĞİ AÇISINDAN ÇOK GEÇ KALDI

Türkiye enerji verimliliği açısından çok geç kaldığın, ABD'nin bu işe 1970'li yıllardaki Petrol krizinde başladığını belirten Memik, "Biz ise 2007 yılında çıkarılan Enerji Verimliliği Kanunu ile yakalamaya çalışıyoruz. Yani baya bir açık ara gerideyiz. Bizim bunda geç kalmamızın en önemli sebebi her zamanki kaynakların israfının fark edilmemesinden kaynaklanıyor. Türkiye'nin enerji kaynakları açısından çok zengin bir ülke. Türkiye jeotermalimiz, rüzgarımız enerjilerimiz ve yenilenebilir enerji potansiyelimiz çok yüksek seviyelerde. Türkiye yenilenebilir enerji kaynakları açısından rüzgar enerjisi bakımından Avrupa'nın ilk beş ülkesi arasındayız. Yüksek dereceli jeotermal enerji kaynaklarımız var. Barajlarımız var. Türkiye'de ciddi anlamda Avrupa'nın önünde olan bir güneş enerjisine sahip. İspanya'nın arkasından gelecek kadar bir güneş enerjimiz mevcut. Eğer bunların önü açılırsa, Türkiye kendi enerjisi üreten bir ülke olur. Mesela, Almanya'da bir kişi güneş panelleri sayesinde kendi evinde elektrik üretip, devlete arta kalan enerjisini 50 Cent'ten geri satabiliyor. Bizde bunun gelişmesi gerekir. Bu olay ile ciddi manada enerji tasarruf sağlayabilirsiniz." diye konuştu

Sağlıklı bir dünya için üretim ve tüketimin devamlılık yollarının iyileştirilmesi, doğal kaynakların korunması, iyi yönetilmesi ve sürekliliğini sağlayacak yöntemlerin acilen geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Dokuz Eylül Üniversitesi İklimlendirme ve Soğutma Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Alp Özkul " Her yıl 10 milyon hektar alan orman zarar görmektedir. Her bir saatte üç çeşit bitkinin nesli tükenmektedir. Her yıl sıcak kuşak yağmur ormanlarından yüzde 1 yok olmaktadır. Aşırı tarım ve orta ölçekli hayvancılığa bağlı olarak verimli topraklar azalmakta ve tükenmektedir. Kimyasal gübre böcek ilaçlarıyla birlikte gelen kirlilik devam etmektedir. Atmosfere bırakılan sera gazları çevreye zarar vermeye devam etmektedir. Mevcut fosil bazlı enerji üretimi çevreye zarar vermektedir."dedi.

TÜRKİYE GÜNEŞ ENERJİSİ POTANSİYELİ BAKIMINDAN ÇOK ZENGİN BİR ÜLKE

Türkiye'nin güneş enerjisi potansiyeli bakımından çok zengin bir ülke olduğunu belirten Özkul " 21. Yüz yılda küresel ısınmaya bağlı olarak sıcaklık 1,4-5.8 derece oranında artacak. Buna sağlı olarak deniz seviyesi 9-88 cm oranında yükselecek. Yağış değişimlerinin bölgesel ve zamansal dağılımı belirsizdir. Arktik deniz buzu ve kuzey yarım kürenin kar örtüsü gittikçe azalmaktadır. Dünya enerji sorunu, giderek artan dünya nüfusu, teknolojinin baş döndürücü gelişimi, ülkelerin kalkınmaya verdikleri önem, mevcut enerji kaynaklarının çevreye verdiği zarar ve enerji kaynaklarının sınırlı olması, enerji kaynaklarının kısa ömürlü ve bitmek üzere olmasıdır. Yurdumuzda şu anda kurulu bulunan ve yaklaşık 3 milyon metreküp toplam yüzey alanına sahip olan su ısıtma kolektörlerinde kullanılan güneş enerjisi miktarı 120 Mtp/yıl değerine karşılık gelmektedir ve ekonomik potansiyelin yüzde 0,5'i civarındadır. Öncelikle şu an üretilen enerjinin daha verimli kullanılması için çalışılmalı ve sonra yeni üretimde mümkün olduğu oranda yenilenebilir enerji kaynaklarından yararlanılmalıdır." dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder